Müslüman kimseye itikafa girmek müstehab (sevilen) bir ameldir.
İtikafa girmek, ancak, içinde cemaatle namaz kılınan bir mescidde (camide) olur.
Mescidlerin en uygunu da, cuma namazı kılınan camilerdir.Bilhassa, itikaf günlerinde cuma namazı da kılınırsa daha güzel olur.
İtikafa oruç tutmadan da girilir;ama oruçlu itikafa girilir ise daha yerinde olur.Zira oruçlu durum insanı manen daha dereler; nefsin kötü arzularının kırılmasına daha yardımcı olur.Çıkarıp almak yolunda olduğu şey oruçlu bulunmak daha uygun düşer.
Zira,itikafın manası şudur:Nefsi, bir şeyin gereği ve ona yönelmek için belli bir yerde tutmaktır.
İtikaf lafzının anlamı şu Ayet-i Kerimede görülür:
Bakara suresi 52.ayet-i kerime ماهذه التماثيل التي انتم لها عاكفون
-"...Sizin durup gözetmekte (akif) olduğunuz bu suretler nedir ?" İlgili Ayetin Elmalı Hamdi Yazır Tefsiri Şöyledir:
52- Sonra bütün bunların arkasından sizi affettik, o günahları
sizden sildik. "Afiv" kelimesi esasen mahvetmek, silip yoketmek anlamına gelir. Bu anlamdan edatı ile kullanıldığında günahı mahvetmek mâ-nâsına gelir. Birinci anlamda , ikincide deniliyor. ki bu sebeple olsun şükretmelisiniz: O zulmünüzle beraber affın ne büyük nimet olduğunu anlayıp düşünmeniz ve bunun şükrünü eda etmeniz gerekir.
Hz. Musa'nın nesebi; Musa b. İmrân b. Yashir b. Kahis b. Levi b. Yakub b. İshak b. İbrahim diye nakledilmektedir. Levi soyundan olduğu meşhur olmakla beraber İmrân ile Levi arasında daha fazla kişi bulunması ve silsilede zikrolunan isimlerin bu soyun meşhurları olması kuvvetle muhte m eldir. Zira Hz. Yusuf'un Mısır'a girmesi ile Hz. Musa'nın Mısır'dan çıkışı arasında dörtyüz sene geçmiş olduğu naklediliyor. Doğrusunu Allah bilir.
KIRK GECE: Hz. Musa'nın denizi geçtikten sonra Allah tarafından vaad olunan kitap için bir mîkat olmak üzere tayin edilen ve Zilkâ'de ayının başından Zilhicce'nin onuna kadar gündüzüyle birlikte devam eden bir ay on günlük müddettir ki, Hz. Musa bu süreyi Tur'da oruçlu olarak geçirmiş ve nihayet münâcât ile bizzat ilâhî kelama mazhar olmuş ve Tevrat levhal a rı kendisine inzal buyurulmuştu. Bununla ilgili olarak diğer sûrelerde daha birçok âyetler gelecektir. Aylar geceden başladığı için gün ile sayılmayıp gece ile sayılmış ve "kırk gece" denilmiştir. Bunda bir incelik daha vardır; ilâhî tecelliler fecir gibi daima geceleri takip eder. Kara günler de geceden sayılır. İsmail Hakkı (Bursevî) Hazretleri der ki; tarikat ehli kırk günlük sülûkü bu âyetlerden almıştır. Dilimizdeki "çile" tabirinin de aslı yine budur. Farsça kırk mânâsına "çil, çihil" kelimesinden g e lir ve "kırk" demektir. İşte Hz. Musa İsrailoğulları'nı denizden geçirdikten sonra Tur'da ilâhî emre uygun olarak çile çıkarırken onlar buzağıya tapmaya başlamışlardı ki, ne kadar haksız ve nankörce bir tutumdur. Bununla beraber yine ilâhî affa uğradılar ki, burada işte özellikle bu af nimeti onlara hatırlatılıyor. Bu affın nasıl gerçekleştiği hemen aşağıda ayrı bir nimet olarak beyan edilecektir.
İtikaf,Resulullah S.A. efendimizden ve sahabeden anlatılan sünnetler arasındadır.
Resulullah S.A. efendimizin, ramazan ayının son on gününde itikafa girerdi. Bu sünnetini, dünya hayatından göçünceye kadar devam ettirdi.
Sahabeyi dahi, itikafa girmeye teşvik edip şöyle buyurdu:
-"İtikafa girmek isteyen kimse, ramazan ayının son on gününde girmelidir."
İtikafa giren kimseye gerekir ki : Kendisini Cenab-ı Hakk'a yaklaştıran amellerle meşgul ola.Mesela : Kur'an okuya, tesbih çeke, Kelim-i Tevhid okuya ve manen tefekküre dala.
Sözde, işte ve amelde yaramaz şeylerden kendisini koruya. Allah-ü Teala'yı anmak dışında susmayı tercih ede.
İtikafa giren kimse, iyi yoldan ders vereceği gibi, Kur'an da okutabilir.Bu yapacağı işlerin iyiliği, başkalarına da yarar ki, kendi nefsine ait işlerle meşgul olma sevabından daha fazla sevab alır.
İtikafa giren kimse, kendi özel işleri için, mutlaka gerekli ise dışarı çıkabilir.Mesela: Boy abdesti almak, yemek, içmek, büyük ve küçük abdestini bozmak gibi
işler için.
Çıkma sebepleri arasında kendi kendine bir fitneye çarpılmaktan korkarsa, ayrıca hastalık ve daha başka benzeri işler için itikaftan çıkabilir.
1-MERYEM SURESİ 96.AYET
İMAN EDİP,SALİH AMEL İŞLEYENLER VAR YA , RAHMAN OLAN ALLAH ONLARI SEVDİRECEKTİR (gönüllere)
2-KEHF SURESİ 6.AYET
(EY MUHAMED) DEMEK ONLAR,BU SÖZE (kitaba) İNANMAZLARSA, ONLARIN PEŞİNDE ÜZÜLE ÜZÜLE KENDİNİ HELAK EDECEKSİN !
AMELLER NİYETLERE GÖREDİR
YAPILAN İŞLER NİYETLERE GÖRE DEĞERLENİR.HERKES YAPTIĞI İŞİN KARŞILIĞINI NİYETİNE GÖRE ALIR. KİMİN NİYETİ ALLAHA VE RESULUNE VARMAK, ONLARA HİCRET ETMEKSE,ELİNE GEÇECEK SEVAP ,ALLAH VE RESULUNE HİCRET SEVABIDIR.KİMDE ELDE EDECEĞİ BİR DÜNYALIĞA VEYA EVLENECEĞİ BİR KADINA KAVUŞMAK İÇİN YOLA ÇIKMIŞSA ,ONUN HİCRETİ DE HİCRET ETTİĞİ ŞEYE GÖRE DEĞERLENİR.
İBADETE DEVAM..
ÂİŞE RADIYALLAHU ANHA ŞÖYLE DEDİ:
RESULULLAH SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM
AĞRI, SANCI VEYA BENZER BİR SEBEPLE GECE NAMAZINI GEÇİRİRSE,BİR SONRAKİ GÜNÜN GÜNDÜZÜNDE ON İKİ REKAT NAMAZ KILARDI.