Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'dan rivayet edildiğine  gön lo demiştir:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : «Lezzetleri  yıkıp yok eden   ölümü çok zikredin»   diye   buyurdu.
Ebû Nuaym, Ömer bin el-Hattab'm hadisinden aynısını rivayet etmiştir.
Bezzâr, Enes (Radıyallahû anh)'dan rivayet ettiğine göre 
Rasulullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Lezzetleri yıkıp yok eden ölümü çok anın. Çünkü ölümü  anmak, darda olanı rahatlanchnr. Rahatlıkta olanı  sıkıştırır.»
îbn-i Mâce'nin Ömer (Radıyallahû anh)'dan rivayet  ettiğine göre;
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'den hangi  müslümanın daha akıllı, zeki olduğu soruldu. 
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve  Sellem) :
«Ölümü en fazla zikreden ve ölümden sonrasına en güzel  hazırlananlardır akıllılar» diye buyurdu.
Tirmizî, Şeddad bin Evs (Radıyallahû anh) 'dan rivayet  ettiğine göre, şöyle demiş:
Rasûlullah  (SallallâhûAleyhiveSellem)                        
«İyi akıllı kişi nefsine hakim, olan, Ölümden sonrasına  çalışandır. Âciz kişi de, nefsinin havasına tabi olup (Allah  bana şöyle şöyle yaptı) diye iftirada bulunandır» buyurdu.
îbn-i Ebu Dünya, Enes (Radıyallahû AnhVdan rivayet ett  göre:                                                                                      
Resûlullah (Salîallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle  buyurmuştur: 
«Ölümü çokça anın. Çünkü ölümü anmak günahları temizler, İnsanın  elini dünyadan çeker, zenginken ölümü zikrettiğinizde o zikir, zenginliği hedm  eder (azgınlığını indirir). Fakirken ölümü anmanız sizi yaşamaya razı eder.»                                          
Yine îbn-i Ebu Dünya A'îa el-Horasani'den rivayet  ettiğine göre, şöyle demiştir:
Resulullsh (SallaÜâhû Aleyhi ve Seîlem) bir meclîsin  yanından geçti, gülmek ortalığı almıştı. Bunun Üzerine şöyle buyurdu ı   «Meclisinizi lezzetlerin bulandırıcısıyla  renklendirin.» Onlar dediler t
-Yâ Resûlaîlah nedir o lezzetleri bulandıran?»  Resûlullah (Salîallâhû Aleyhi ve Sellem) : -Ölüm» diye  buyurdu.
Yine İbn-i Ebu Dünya'ıun Süfyan (Radıyallahû anhVdjan  rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir;                                         
Bize yaşlı bir adam haber verdi ki 
Resûlullah  (Salîallâhû Aleyhi ve Sellem), bir adama öğüt verip dedi:
Ölümü çokça zikret, kendisinden başka her şeye karşı  seni teselli eder...»                                                                              
îbn-i Ebu Dünya ve Beyhaki îman Şubelerinde Zeyd e  -Sülpym! (radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiklerine göre:                  
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) sahabelerinden  bir gaflet hali gördüğünde yüksek bir sesle kendilerini uyarıyordu.  
«Ölüm geldi ölüm!,. Vazgeçilmez netice! Yâ şekavet, yâ  saadet! (ya mutluluk, ya mutsuzluk) diye buyuruyordu.
Beyhakî, el-Vadin bin Ata'dan rivayet ettiğine  göre:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Selîem) insanlardan  ölüm tasında bir gaflet sezdiğinde, gelir kapı çerçevesini tutar, üç sefer  çağırırdı:                                                                                  
«Ey insanlar, ey müslümanlar, vazgeçilmez sonuç olan  ölüm geldi. Ölüm getireceklerimle geldi. Allanın evliyasına rahat hoş  bereketli neticeler getirdi. O evliyalar ki, ebed ehlidirler. İstek ve  çalışmaları hep ebed içindir... İşte nasıl ki her yolcunun bir gayesi vardır.  (Hayat yarışmasına) katılan her yaşayanın da sonucu Ölümdür. Ya kazanır, ya  kaybeder.»
Taberani Ammar (Radıyallahû anhVdan rivayet ettiğin göre  şöyle demiştir:
Resûlullah (Salllâhû Aleyhi ve Sellem) : «Vaaz edici  olarak Ölüm yeter,» diye buyurdu.
Rivayet edildiğine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve  Sellem) a şöyle sorulmuş:
«Yâ Resûlalîah! Hiç kimse şehidlerle beraber haşrolacak  mı?» 
Resûlullah (Sallaîlâhû Aleyhi ve Sellem) :
«Evet gece ve gündüzünde yirmi sefer ölümü zikreden kişi  onlarla beraber haşrolunacak» diye buyurmuştur.
Sudi,                                                                                                 
«O Allah ki, sizi imtihan etsin ve hanginizin daha güzel  amelli olduğunu göstersin diye ölüm ve hayatı yarattı»    mealindeki âyet-i  kerimeyi:
«Hanginizin, ölümü çok zikrettiğini ona en güzel şekilde  hazırlandığını ve daha fazla korkup sakındığınızı göstersin diye ölüm hayatı  yarattı» şeklinde tefsir etmiştir.
İbn-i Ebu Dünya ve Beyhaki  «Şuab-i İman»da aynısını riva  etmişlerdir.
îbn-i Sabit (Radıyallahû anh) 'dan rivayet edildiğine  göre:
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve SellenO'in yanında  birisi zikredilip övüldü. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ;           
«Onun ölümü zikretmesi nasıldı?» diye sordu. «Ondan bu konuda  birşey konuşulmadı- dediler. Bunun üzerine «Bildiğiniz gibi değildir»  diye bildirdi.                                                                     
İbn-i Ebi Dünya ve Bezzâr, Mevsulen (tam bir senedle)  benzferi-ni rivayet etmişlerdir.
Taberâni de Sehl bin Said'den benzerini rivayet  etmiştir.
Bâzıları demişlerdir ki:
«Kim ölümü çok zikretse, üç şey ona ikram edilir  Çabuk tevbe eder. Kalbinde kanaat olur.  İbadetinde sevinç ve ferah bulur. Kim ölümü unutsa, üç şey ile cezalandırılır.  Tevbeyi erteletir, kafi miktara razı olmayı bırakır. İbadetinde tenbellik  yapar.Teymi de demiştir:
«İki şey benden dünya lezzetini kesiyorlar: Ölümü ve  Allah'ın huzurunda durmayı zikretmek...»
îbn-i Ebu Dünya bunu rivayet  etmiştir.
Bâzıları da, «Dünyadan nasibini unutma»    mealindeki âyet-i
kerimede, nasibi kefen diye tefsir etmişler; (onlarca)  ayet-i keri evveline bitişik olan bir vaazdır-. Âyetin  evveli:
«Allah'ın sana verdiği şeyler için Âhireti iste»   mealindedii), Mânâsı da şöyle olur: Yani dünyadan Allah'ın sana verdiği şeylei1  ile Cenneti iste, o şeyleri ona kavuşturacak şekilde kullan ve unutf ma ki,  nasibin olan kefenden başka bütün malını bırakacaksın, sil ki şair  demiş:
Ömür boyunca biriktirdiğinden nasibini Sarılacağın iki  örtü bir de mumyan..
Ebû Nuaym, Ebû Hüreyre (Radıyallahû anh) 'dan rivayet  ettiğine göre;                                                                                      
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'e bir adam  geldi dedi
—  «Ya  Resûlallah, neden ölümü sevemiyorum. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)  :
—  Malm var mı?  buyurdu.
—  Evet,  dedi.
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)  :
 —Önce malını  gönder (yani fisebilillah ver). Çünkü mü kalbi malı ile beraberdir. Malı önce  gönderse ister ki ona kavuşsun Erteletse (dünyada bıraksa) ister ki beraberinde  kalsın.
Said biı mistir:
Mansûr, Ebû Derdâ'dan rivayet ettiğine göre şöyle  cte-
«Belİğ bir meviza, seri' bir gaflet. Vaaz edici olarak  ölüm yeter. Ve ayırıcı olarak da zaman yeter. İnsan bugün meskenlerde Yarın ise  mezarlarda...»
tbn Ebi Dünya» Reca bin Hayve'den rivayet ettiğine  göre
Kul, ölümü çok zikretmez; illa, sevinç ve kıskançlığını  bırakır.
Ebi Derda'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:  Kim Ölümü çok zikrederse, hasedi de azalır. Kıskançl
Rebiî b. Enes'ten rivayet edildiğine göre şöyle  demiştir
Resûlulîah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : «Dünyadan  insanın elini çektiren1 ve ona Ahireti sevdiren olarak ölüm yeter,»  buyurdu...                                                      
Taberâni, Tarık el-Muharibi (Radıyallahû anh)'dan  rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
Resûlulîah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) bana: «Ölüm  gelmeden önce ölüme hazırlan» buyurdu.
îbn-i Ebi Şeybe, Avn bin Abdullah (Radıyallahû antü'dan  rivâ-i yet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Yarını ecelinden saymayan kuldan başka kimse Ölümü tam  yerine koymamıştır. Çünkü güne başlayan çok kişi var ki o günü bi-ürmiyor. Ve  yarım uman çok kişi var ki ona yetişmiyor. Sen eğer eceli ve gelişini görseydin  emeli ve gururu bırakırdın.»      
Yine İbn4 Ebi Şeybe, Ebî Hazim'den rivayetine göre,  şöyle demiştir:
«Âhirette seninle beraber olmak istediğin şeye bak. Onu  bugün öne al ve bak; orda seninle olmak istemediğin şeyi  bırak.»
Yine îbn-i Ebî Şeybe ondan şunu rivayet  etmiştir:
«Ondan dolayı ölümü istemediğin her işi bırak. Sonra,  öldüğün zaman sana zarar vermez.»
Ebû Nuaym, Ömer îbn-i Abdul-Aziz (Radıyallahû anh)'den  ki-vâyet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Kim Ölümü kalbine yaklaştırsa, elîndekini  çoğaltır.ı
Recâ bin Nuh'tan rivayet edildiğine göre, Ömer îbn-i  Abdülaziz, ailesinden birine şunları söylemiştir:                                          
«Bundan sonra, eğer gece gündüz ölümü anmanın değerini   diysen her fani şeye buğzet ve her baki  şeyi sev.«
Mücemmi' et-Teymi'den rivayet edildiğine göi§, şöyle  demiştir: «Ölümü zikretmek zenginliktir.»
Sümayt (Radıyallahû anhVtan rivayet edildiğine göre,  şöyle iniştir:                                                                                                   
«Kim ölümü göz önüne alsa, dünyanın darlığına ve  ferahına aldırmaz.»                                                                                  
Ka'b'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: «Kim  ölümü hakkıyla tamsa dünyanın musibet ve gamlan ona kolay  gelir.»
îbn-i Ebi Dünya, Hasan'dan rivayet ettiğine göre şöyle  demiştir t «Hiçbir kulun kalbi, 'hiçbir zaman ölümün  zikrine    devam etmemiş; illa, dünya onun nazarında küçülmüş ve içindeki her ona  kolay gelmiş.»
Katade (Radıyallahû anhVdan rivayet edildiğine göre,  şöyle  mistir:
«Ne mutlu o kimseye ki, Ölüm saatini  hatırlar.»
Malik bin Dinar'dan rivayet edildiğine göre Hâkim, şöyle  demiştir :
«Amel ve ibadette kalbin hayatlanması için ölümü  zikretmek yeter.»
Safiyye (Radıyallahû anhâ) 'den rivayet edildiğine  göre:   :
Bir kadın, Âişe (Ra,çLıyallahu anhâ)'ye kalbinin  katılığından şikâyet etmiş. Âişe   (Radıyallahû anhâ) :                                  
«Ölümü çok zikret, kalbin yumuşar,»  demiş.
Ebî Hazim'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:  «Ey insanoğlu! Hayır sana ölümden sonra gelir.»
îbn-i Asakir, Ali bin Ebi Talip (Radıyallahû anhVdan  rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:                                                   
«Ölüm amel sandığıdır. Hayır sana ölümden sonra  gelir.»
Deylemî, Enes (Radıyallahû anhVden rivayet ettiğine  göjre şöyle demiştir:                                                                          
Hesûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)  :
«Dünyada zühdün en iyisi, ölümü zikretmektir. İbadetin ı  en üstünü tefekkürdür. Kim ölümün zikrini çok yüklense kabri Cennet  bahçelerinden bir bahçe olur.»                          
Hz. Ali de (Kerreniellah vechehu) şöyle  demiştir:
«İnsanlar, uykudadırlar, öldükleri zaman  uyanırlar.»
Hafız Ebu'1-Fadl el-Irakî bu mânâyı şöyle  nazmetmiştiit:
«İnsanlar, uykudadır, ölünce (ye kadar), Ölüm  uyuklamalarını giderir.»                 .
 Tirmizî, Ebû  Hüreyre'den rivayet ettiğine göre:
Resûlullah   (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :
Ölüp de pişman olmayan hiç kimse bulunmaz» diye  bu:
Dediler:
— Ya Resûlallah, nedendir  pişmanlığı?
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve  Sellem.
— Eğer, iyi ise, iyiliğini artırmadığından pişman olur.  Eğ ise vazgeçmediğinden pişman olur, buyurdu.    .